20 SORU 20 CEVAP: Zeynep Malaz
Karşınızda gerçek bir LLC Magger ve büyüleyici bir kadın… Çocuk yaşlardan başlayan sanata olan ilgisi ve yaratma aşkı bizi en çok etkileyen özelliklerinden. Zeynep sinema bölümünden mezun olduktan sonra çalışırken radikal bir kararla İspanya’ya gidiyor. Barselona’da kendine ait bir stüdyoda heykel ve resim dersleri alırken, bir yandan da sürekli üretiyor. Bu süreçte iç dünyasındaki yaratıcı gücü keşfetme fırsatı buluyor. Türkiye’ye döndüğünde Kapalı Çarşı’da bir ustadan takı tasarımı eğitimi alıyor ve markası Maia Kaja’yı kuruyor.
Ancak Zeynep bunlarla yetinmiyor. Çünkü onun için hayat, sadece dışarıdan gelen başarılardan ibaret değil. Kariyeri için adımlar atarken, içsel yolculuğunda da emin adımlarla ilerlemeyi unutmuyor. Yoga ve Tantra’dan besleniyor, bedenini ve ruhunu yakından tanıma fırsatı buluyor.
Lafı daha fazla uzatmadan, sizi Zeynep Malaz’ın ilham verici hikayesiyle baş başa bırakıyoruz…
1. L'infini Lovers Club'a hoş geldin! Bize kendini ve hikayeni anlatır mısın?
Çocukluğumdan beri bir şeyler üretmekten zevk alan, sesler ve renkler ile kendini özgür hisseden bir yapım var. Bilgi Üniversitesi'nde Sinema bölümünde okudum. Okurken çok keyif aldım. Sonrasında kısa ve uzun metraj filmlerde dekor, kostüm ve sanat yönetmenliği yaptım. O dönemde setlerde olmak yerine kendi atölyem olmasını ve üretmek istediğimi fark ettim. Üniversiteden sonra İspanya’da bir atölyede heykel ve resim eğitimi almıştım. Orada özellikle metal ve cam ile oynarken, kendimi bulduğumu hissettim. Çocukluğumdan beri takılara özel bir ilgim vardı zaten. Türkiye’ye döndüğümde Kapalı Çarşı’da bir ustadan Geleneksel Takı Yapma Eğitimi ve Kayıp Mum Tekniği dersleri alıp Maia Kaja’yı kurdum. Şimdi bol bol metalle ve doğal taşlarla oynuyorum.
2. Yolculuğun nasıl başladı ve gelişti? İlham vermeye başlamadan önce sen nelerden ilham aldın?
Klasik bir cevap olacak belki ama muhtemelen annem ve anneannemden ilham aldım. Çocukluğumdan beri sanata ilgiliydim. Özellikle resime. Picasso’ya olan aşkım daha orta okulda başladı. Renk ve formların sıra dışılığı bana ilham veriyordu. Saatlerce resimlerine baktığım oluyordu. Tekniğini anlamaya çalışırdım. Çocukken çok resim yapardım. Renklerden çok ilham alırdım. Pastel boya kokuları hala gelir burnuma. Çocukken annem, anneannem ve dedem beraber yaşıyorduk. Anneannem sürekli bize kıyafetler dikerdi, süslü yemekler yapardı, sofraları sıra dışı şekilde süslerdi. Opera dinler, hatta arada söylerdi. İyi bir resim kabiliyeti vardı. Ödevlerimi ona çizdirmek isterdim. Eve gelen peçete, çikolata ambalajları vb. şeyleri atmaz, her şeyi biriktirir ve birkaç ay sonra onlardan ya heykel ya da tablo yapıp duvara asardı. Annem ben henüz 5 yaşlarındayken üniversite okumaya karar verdi ve Moda Tasarım bölümüne girdi. Evde hep onun projeleri için çizimler, kumaşlar, boyalar ve farklı malzemeler olurdu. Annem uzunca seneler seramik heykeller de yaptı. Şimdi düşününce hep el işçiliği varmış ailemizde, onu fark ettim. Dedem ise akşamları maç izlemediği zamanlarda Türk Sanat Müziği dinler, duygulanır ve içli içli eşlik ederdi. Hisli bir aileydik. Böyle bir evde büyüdüğüm için şanslıyım. Bunların hepsi bana ilham oldu diye düşünüyorum. Büyürken gördüğün şeyler şekillendiriyor dünyanı.
3. Hayallerimize giden yollarda hayal kırıklıkları olmazsa olmaz... karşına çıkan virajlarda, zorlukların üstesinden gelmek için sana neler yardımcı oldu?
İç sesim. Genelde "kötü" diye tabir ettiğimiz şeylerin içindeki "iyi"yi görmeye disipline ettiğim bir iç sesim var. Bir olayın içinde kendi adıma alabileceğim dersleri aldıktan sonra kendimi yenilenmiş bir enerjiyle hayata bırakır ve yeni olasılıklara açarım.
4. Biraz da tutkularından bahsedelim mi?
En büyük tutkum resim ve heykel. Hem yapmak, hem de saatlerce bakmak :) Hala ara sıra yapıyorum, müze gezmeyi çok seviyorum.
Seyahat etmeyi, yemek yapmayı ve yemeyi de tutkularıma ekleyebiliriz. Başka kültürlerden her anlamda beslenmek iyi geliyor. Yemekleri, kumaşları, el işçilikleri ilgimi çekiyor. Baharat toplarım gittiğim yerlerden mesela. Hatta yemek yapmaktaki en büyük motivasyonum baharatlar diyebiliriz :)
Müzik dinlemeyi de seviyorum. Plak topluyorum ve seyahatlerimde Jazz kulüpleri keşfetmek favorim. Evimde vakit geçirdiğimdeyse bitkilerim var, onlarla ilgileniyorum. Kedim, bitkilerim, plaklarım, baharatlarım bana huzur ve canlılık veriyor.
5. "Güç" kelimesi senin için ne ifade ediyor?
Öz’den gelen. Kendine inanmak ve varlığını dış kısıtlamalardan bağımsız bir şekilde ortaya koymak.
6. Hangi süper güce sahip olmak isterdin? Neden?
Görünmezlik. Kimse bana bulaşmadan olan biteni izlemek isterdim :) gözlemci olmayı seviyorum.
7. Kendinle ilgili en gurur duyduğun şey ne?
Defalarca kendimi ayağa kaldırmış olmam.
8. 18 yaşındaki halinle karşılaşsan, ona neler söylemek isterdin?
İstesen de istemesen de, çok güçleneceksin ve inan bu senin için iyi bir şey olacak. Güçlenmekten korkma. Hayatta her şey istediğin gibi gelişmeyebilir, ama olanların içindeki iyiyi görmeyi öğreneceksin. Bu seni mutlu edecek ve o anlık mutluluk yeterli olacak.
9. Zevk, öncelikler listenin neresinde yer alıyor?
En başında! Herkes kendine gün içinde zevk duyduğu bir şeyler yapmak için vakit ayırmalı. Bu bir şey üretmek olabilir, bir parça çikolata yemek olabilir, müzik dinlemek ya da bir çiçeği koklamak olabilir. Üç saniye bile olabilir. Kendimizi tanımak ve ortaya koymak istiyorsak şarj olmaya ihtiyacımız var.
10. Hayatta sana en çok zevk veren şeyler ne?
Bitkilerimle ilgilenmek, müzik dinlemek, iyi bir sergi gezmek, dostlarla derin muhabbet, kitap okumak, yemek yapmak/yedirmek... ve tabii ki ürettiğim bir şeyi elimde tuttuğum o an :)
11. Dinlerken sana en iyi hissettiren 3 şarkı hangisi?
Foxy Lady / Jimi Hendrix
Since I've Been Loving You / Led Zeppelin
Girl I Want to Make You Sweat / Bob Marley
12. Bedeninle ilişkini nasıl tanımlarsın?
Bol bol hissetmeye çalışıyorum. Bunun için mesai harcıyorum. Kendime gün içinde "şu anda nasıl hissediyorum?” ve “bu hissi bedenimde nerede hissediyorum?” gibi sorular soruyorum. Yoga eğitmenlik eğitimi almıştım. O dönemde bedenimle ilişkim çok değişti. Onun üzerine Tantra eğitimi de aldım. O da duyularımla ilişkimi çokca geliştirdi diyebilirim.
13. Sence günümüz kadınlarının karşı karşıya olduğu en büyük sorun nedir?
Bu soruya başka bir cevap veriyor olmayı çok isterdim. Değişmiş olmasını çok isterdim. Ama hala maalesef patriyarki hakim. Erkek egemen toplumlardaki sorunların neredeyse hepsi ataerkillikten türüyor. Kadın cinayetleri, eşitsizlik gibi. Eski dönemlere göre daha iyi gibi gözüküyor ama çok da öyle değil bence. Hala siyasette, sanatta ve diğer birçok alanda kadın sayısı oldukça az. Hala eğitimli bir masada dahi otururken; erkek çoğunluktaysa kadın olarak fikrini, sesini duyurmakta zorlanıyorsun. Bu benim çok dikkat ettiğim bir şey. 3-4 erkek bir araya geldiğinde, hepsinin yüzü genelde birbirine dönük oluyor. Ki bu bahsettiğim insanlar, üst düzey eğitimli olmasına rağmen. Ufacık hareketlerinde bile gizli, en derinlerine işlemiş. Çok zaman alıyor bu kalıpların sistemden atılması. Ama ümitliyim, çünkü düzen değişmek için vardır bana göre!
14. Kültürel tabular senin için ne kadar etkili?
Tabu kelimesini duyunca tüylerim diken diken oluyor. Hiç sevmiyorum. Bence çoğu psikolojik rahatsızlıkların temelinde tabular, yasaklar, ahlak bekçiliği, namus vb. kavramlar yatıyor. En çok bastırılan toplumlar, maalesef en hasta olanlar. Bence tabu olmamalı. Zor da olsa, biraz cesaretle her şey konuşulur. En azından denenmeli ve birbirimize güvenle açılacağımız ortamlar yaratılmalı.
15. Özgürce zevk almak ve bunu utanmadan konuşmak konusunda ne düşünüyorsun?
Özgür olduğumu düşünüyorum! Utanan taraflarımı yakaladıkça ve üzerine gidip konuştukça özgürlüğüm arttı. Konuşmak ve konuşmayı teşvik etmek çok önemli. Bir takım inançlar, doğduğumuz andan itibaren bilinçaltımıza işlemeye başlıyor. Ayıp, günah ve niceleri... bunlar bize işlenmiş diye susup oturmak olmaz. Çoğu konuda olduğu gibi, bu inançların da üstüne giderek zincirlerimi kırmaya ve kendimi özgürleştirmeye çalışıyorum.
16. Kendini ödüllendirmek istediğin zamanlarda ne yaparsın?
Susup otururum ve anda kalırım. Kendimden mutlu olmak ve o hiçliğin otasında oturmak, en büyük haz benim için. Kendimle mutlu olduğum bir an, daha ne olsun :)
17. Şimdiye kadar aldığın en anlamlı hayat tavsiyesi neydi?
Psikolojide karşılığı olan: Duygularınla Oturmak terimi. Sadece olanı olduğu gibi kabul ederek ki bu zor kısım çünkü zihin direnmeye ya da başka anlamlar yüklemeye meyilli, o olayın sende yarattığı duyguları en zerresine kadar hissederek olayın ve tüm hislerin içinden geçmek. Ağlamak, bağırmak, çağırmak, yas varsa tutmak. Kimi zaman defteri kapayarak, kimi zaman defter yarı açık şekilde yola devam etmek. Konu defterin kapanıp kapanmamasından çok ağırlıkların hafiflemesi, sürüşümüzün rahatlaması bence.
18. L'infini ailesindeki favori ürünün hangisi? Neden?
Niva Tavşan ve 360 Dönen Vibratör. Hem penetrasyon, hem klitoral uyarma özelliği olduğu için.
19. Söz konusu seks oyuncağı olduğunda, neye önem veriyorsun ve nelere dikkat ediyorsun?
Eğer vibratörse, klitoral uyarılma özelliğine dikkat ediyorum. Daha yoğun hisler oluyor. Tantra ve yoga çevrelerinde genelde klitoral uyarılma pek sevilmiyor. Klitoral uyarılma için "eril bir uyarılmadır, vajinal daha makbuldur" deniyor. Ben de bu sebeple senelerce kaçtım ama boşuna kaçmışım :) Şu an geldiğim noktada, özgür bir kadın olarak hiçbir kısıtlamayı sevmiyorum ve katılmıyorum. Herkes her zaman vajinal orgazm olabilecek diye bir şey yok. Olsak tabii ne güzel, ama zevk tamamen göreceli bir kavram. Ne yazık ki günümüzde, birçok kadının orgazmdan ve hatta seksten bile haz alması engellenmiş halde. O yüzden klitoral olmuş, vajinal olmuş hangisini istiyorsanız olun kız kardeşlerim! Yeter ki orgazm olun. Kendi bedenimiz en iyisini bilir, söz konusu zevk olduğunda onun dışında bir şey dinlemeyelim.
20. LLC Magger'lara buradan bir mesaj versen, bu ne olurdu?
ENJOY!